15 Nisan 2013 Pazartesi

bi iyi bi kötü::)))

merhaba...

haftasonu Demir beni nasıl şaşırttı inanamıyorum;

ilk olarak iyi haberle başlayayım....

evimizin altında bir kebapçı var ve Demir'i de çok seviyorlar

akşam spordan dönerken Demir'le birşeyler sipariş vermek için uğradık (evet spor dönüşü kebap::))) iki canlıyım ne yapayım::))))

Demir'e gel sana bir sürprizim var diyen abisinin yanına uçarak giden oğlum dolaptan çıkan kinder sürpriz yumurtayı görünce yüzü düştü ve "ama o bana yasak çünkü zararlı" dedi!!! (işte zafer anım::)))) ve raftan 2 marul kapıp ağzına attı.... ölüyorum sevinçten... doğru yoldayızzzz devammmmm

sıra diğer haberim de;
hadise beni çileden çıkarmaya ramak kala içimden 263'e kadar sayarak rahatlayabildiğim Demir Efendin'in rüştünü ispatladığı durum...

hafta sonu beraber ormanda 2 saat yürüyüp, sadece yürüdüğümüzü düşünenler yanılıyor tabi ki resim eklemeyi öğrendiğimde ne maymunluklar yaptığımızı görebileceksiniz, 1 saat havuzda yüzer gibi yapıp debelendikten sonra apa kısmına geçtik, biraz ısınıp yıkanıp çıkacaktık ki Demir Efendi bişeyden rahatsız oldu ve avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı:::(((( evet bağırıyor, çıkalım diyorum yok, gel diyorum yok... kucağıma alamıyorum sakinleşmiyor, en sonunda başkasının çocuğuymuş gibi davranıp oturup yıkandım oda sustu::)))

giyinirken bir bayanla göz göze geldik, belli ki bizim içerde yaşadığımız kepazeliğe tanık olmuş, oda oğlunu giydiriyordu, hiç abartmıyorum, dedi ki; "sizin yerinizde olsaydım bu kadar sakin kalabilir miydim bilmiyorum, aklıma kolundan tutup, bi tanede poposuna şaplak yapıştırmak geçti, annelerimiz bize öyle yapardı, ne mümkün bağırıp, çağırmak!!!"

bilmiyorum ki haklı mı hangisi doğru, evet bende kendimi çok zor tutuyorum bazen tutarsız hareketler sergilememek için...

insanı duygudan duyguya sürükleyen tüm  afacanlara gelsin......

mutluluk ve sevgiyle...






10 Nisan 2013 Çarşamba

muzice günleri hatırlamak....

merhaba...

Bugün nedense oğlum Demir'in doğumu ve sonrası aklımda...

Doğum hikayem evde ki bilgisayarımda onuda eklerim umarım en kısa zamanda...

Demir doğduğunda "sudan çıkmış balık" deyimi ben ve sevgili eşim için yaratılmıştı::)))

Evet insan kesinlikle çocuk sahibi olmaya hazır olamazmış 
eşim bu konuya mantıklı bir açıklama getiriyor  - daha önce bilmediğin ve tatmadığın bir duygu -  telaşe için hazırlanmak ne kadar mümkünse biz de o kadar hazırdık !

Evet o kadar hazırdık, bebek odamız, aklımıza gelen yada çevremizde çocuk sahibi olan kim varsa onlardan gelen tüm nasihatler doğrultusunda hazırdık...

İnanılmaz bir heyecan...

Hala hissederim içimde kelebekler uçuşur o günleri düşündüğümde...

Demir Efendi geldi, öyle ansızın falan değil, gayet rahat hissettire hissettire....

Cumartesi gecesi  nisanım geldi, pazar tüm gün gezmelerde olsamda sancılar başladı, aksam 10 da yarım saatte bir ve gece 4 de 3 dakikada bire indi, bu süreyi evde eşim ile birlikte süper atlatmıştık, sonra pazartesi sabah hooppppp bu dünyaya göç...

Öyle küçük, buruş buruş, çirkin bir şey...

Biz o kadar küçük tahmin etmiyorduk, son ay ultrasonda bile çok daha büyük gözüküyordu sanki, kucağımıza alırken nasıl neresinden tutmalı, nasıl emzirmeliydi:::)))

Kokusu, o nasıl bir koku, nasıl misssss.....

Ben ve Demir bitişik yaşamaya başladık, sürekli üzerimde... uzun uzun emzirme seansları, ve bası göğsümde masalsı rüyalara dalması....

Gelen giden tecrübe gurusu tüm teyze ve amcalar emzirip yerine yatır, kokuna alışmasın şeklinde gayet bilmiş "emir" verselerde biz hiçbirine aldırış etmedik::))) Demir Efendi hep birilerinin omuzunda tüneyip rüyalarını izledi...

Tüm ev ahalisini kokusundan tanır oldu::)))

Bu arada evde sürekli bir sirkülasyon söz konusu idi. Gündüz ve gece olmak üzere, gündüz pek çok teyze ya tek yada bir kaç kişilik gruplar halinde Demir'i görmeye geliyorlardı, gece ise ailece kadınlı erkekli oturmaya gelenler oldukça fazlaydı, o zamana dair hatırladığım diğer duygu ise "yorgunluk"...

Tüm iyi niyetli bu ziyaretler beni mahvetmişti, ne Demir ile baş başa kalabiliyor nede Demir uyuduğu zamanlarda uyuyabiliyordum, o vakitlerde çekilmiş tüm fotoğraflarım da göz altı morluklarım hala el sallıyorlar...

Evde bir pastane imalatçısı havası vardı, her gelene pasta börek ikram ediliyor ve çay servisinin kusursuz olması sağlanıyordu, tabi ki tüm bunları tüm zamanların en iyi organizatörü sevgili annem tarfından yapılmaktaydı, hamileliğimin son 2 ayında bildiğimiz yada bulabildiğimiz tüm tariflerle buzdolaplarının dipfrizlerini tıkışık hale getirmiştik ki ben yaparken hep söylenmiştim "bu kadar şeyi yiyip yuvarlanacak mıyız" diye::))) iyi ki yapmışız yoksa o misafir ordularıyla baş etmek mümkün olmazdı....

Bu süreç 25-30 gün sürdü, ben Demir 25 günlükken işe başladım, tam zamanlı değil ama günde 3-4 kez eve gidip emzirebiliyordum ve bi sorun olduğunda 10 dakikada evde olabilme özgürlüğüm vardı::))) iş yerinde de sürekli sütümü sağıyordum, süt çookk fazlaydı, bunun nedeni bence normal bir doğum yapmış olmam ki doğum başladığında göğüslerimden süt geliyordu::))) doğumdan sonra ki ilk 10 günde sadece sıvı ile beslenmiş olmam (normal doğum yaptığım için 3 dikişim vardı o yüzden tuvalete gidip zorlamak istemiyordum o yüzden sıvı beslendim, taze sıkılmış meyve suları ve çorbalar ile::))))

yazdıkça neler hatırlıyorum, artık diğerleri bir başka yazıya kalsın...

mutluluk ve sevgiyle...


  

8 Nisan 2013 Pazartesi

Güzel haber var::))))

Merhaba tekrar;

2013 basladığından beri bi heyecan bir değişiklik devam etmekte evimizde....

yeni yıl yeni bebiş getiriyor insallah bize...
henüz 15 haftalık, cinsiyeti belli değil ama bence kız...
ama oğlum ve sevgim kendilerine benziyeceğinden son derece eminler::)))

bu sefer ki hamileliğim ilkine benzemiyor bu kız! beni mahvetti....
oğlum Demir de ilk 5 ay kot paltolonlarımı dahi rahat rahat giyebiliryorken su an bile hiç bir paltalonuma giremiyorum....

inanılmaz halsiz ve kansızım::)))

doktorumda böyle olmasının cok normal olduğunu her hamileliğin farklı olacağını ve kıyaslanmaması gerektiğini söylüyor....

iyi de nasıl kıyaslamam oğlumda ilk 2 ay karadeniz turu ve ege turu yapmıştım ve fabrikadan çıkıp doğuma gitmiştim, yani bana varlığını sadece koca bir göbekle göstermekle yetinen bir hamilelik geçirdim....

şimdi ise sürekli yorgun, kansız ve göbekliyim::))))

yine de inanılmaz bir mutluluk içerisindeyim
sağlıkla gelsin, hoş gelsin::))))

mutluluk ve sevgiyle...


2 Nisan 2013 Salı

merhaba

yazmayalı / yazamayalı uzun zaman oldu,
günde bir kitap bitirmenin adet olduğu lise ve üniversite dönemi
defterlerce tutulmuş günlükler
gazete ve dergilere gönderilen küçük hikayeler
yazmanın ve okumanın lüks olmadığı gençlik yılları!

en son tam 4 yıl önce oğlumun doğum hikayesini yazmıştım
umarım kelimeleri kafamdan geçirdiğim hızla buraya da dökebilirim

bu blogu acan Emrah'a teşekkür ediyorum, gerçi benden çok umutlu değil::))))

an itibari ile sevgilim ve oğlum karşı koltukta oturmuş gam gam dinliyorlar son ses
ikisini izlemek nasıl bir mutluluk.......heeeyyyyyy sexxxyyyyy laddyyyyyyyyyy::))))

mutluluk ve sevgiyle....